Hukuk mu? Siyaset mi?
BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışmaları, “Hukuken” ve “Siyaseten” ayrımı yapılarak, Türkiye gündemini işgal etmektedir.
“Evet, hukuken yargılanmayı yüz defa hak ediyorlar… Ancak siyaseten bunun Türkiye için ne getirip ne götüreceğini de ayrıca düşünmek gerekir!” söylemini siz anlayabildiniz mi, bilmiyorum.
Anlaşılır olması bakımından, baştan başlamakta yarar var.
Bu BDP milletvekili adaylarını kim tespit ediyor?
Cevap: PKK
Belirlenen parti adaylarına vatandaşı tehdit ederek, baskı yaparak kim oy topluyor?
Cevap: PKK
Hukuki olarak kurulan BDP kimin siyasi koludur?
Cevap: PKK
Peki PKK hukuki bir örgüt müdür?
Cevap: Hayır.
Bu gerçekler görmezlikten gelinerek, son günlerde bazı BDP milletvekillerinin dokunulmazlıkları üzerinden konuşan konuşana.
Bütün bu tartışmalar sürerken, BDP milletvekilleri de en iyi yaptıkları işi yapıyorlar ve sürekli devleti ve karar organlarını tehdit edip duruyorlar.
“Dokunulmazlığımıza dokunursanız, size gösteririz” salvoları havalarda uçuşuyor.
Daha başka ne görecek bu millet bilmiyorum.
Bu ülkenin çocuklarını, gençlerini şehit edilmesinden başka ne görecek bu millet?
Haince döşenen hunharca patlatılan mayınlarda şahadete erenlerin dışında, elleri, kolları, bacakları kopan kahraman evlatlarımızdan başka göreceğimiz ne var?
Devletin meseleye bakışı, mütedeyyin insanları zaten rahatsız etmemiş miydi?
33 Askerimizin şehit edilmesinin emrini bizzat veren Şemdin Sakık, tanık sıfatı ile bugünlerde Türk askeri ile ilgili söylediklerinden ve aynı tanıklığı PKK militanları ve dağ kadrosu için yapmadığından rahatsız olmadınız mı?
Öcalan mektuplarının elden ele dolaşmasından, Öcalan ile görüşülmeden açlık grevlerinin bitirilememesinden veya Osman Öcalan ile görüşülmesinden rahatsız olmadınız mı?
Suriye sınırında beslenen ne olduğu belirsiz yüz binlerce insanın aymazlığından ve bazılarının silah ve teçhizat ile gezinmesinden rahatsız olmadınız mı?
Habur’da yaşanan rezaletten, sonrasında gelinen noktadan rahatsız olmadınız mı?
BDP’li milletvekilleri hakkında Meclis’te bekleyen 660 dosya varken, bu dosyaların işleme konulmamasından rahatsız olmadınız mı?
BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak da dahil olmak üzere PKK’nın dağ kadrosuyla kucaklaşan biri bağımsız, 9 BDP milletvekili görüntülerinden rahatsız olmadınız mı?
Olmuşsunuzdur elbet.
Ama ben net olarak şimdi anlıyorum ki, “Hukuken” ve “Siyaseten” kavramları varmış ve hukuk her zaman ve her yerde geçerli değilmiş.
Bu yapılanların binde birini bir başka kesim yapsaydı başlarına neler gelirdi acaba?
“Hukuken” ve “Siyaseten” kavramları arasındaki farkın sürekli vurgulaması ve gündemde tutulması, son derece önemlidir.
BDP milletvekillerinin dokunulmazlığı kalkarsa, terör artar, demokrasiden ve barıştan söz edilemezmiş.
Siz ortada barış isteyen bir taraf görüyor musunuz?
Ben görmüyorum.
Bütün bu eylem ve söylemleri yapanlara müsaade etmek barış istemek mi oluyormuş?
Neymiş efendim, bu yöntem daha önce denenmişmiş, bu süreçten Türkiye çok büyük zarar görmüşmüş, terör bilakis daha çok artmışmış, PKK güçlenmişmiş, Kürt bölücüleri daha fazla taban bulmuşmuş vs. vs.
Bu yaklaşımlar, temelsiz, mantıksız ve gerçek dışıdır.
1994 sonbaharında DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasından sonra terör azmamış, aksine terör ve bölücü zihniyete en büyük darbe olmuştur. DEP yüzde 5’i bile bulamamıştır.
Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti kararlı bir duruş sergilemiş, toplumsal öfkenin önüne geçmiştir.
Ancak tutuklamanın şekli ve polisin duyarlılıkları görmezden gelmesi, toplumda tedirginlik yaratmıştır.
O zamanki DEP milletvekilleri, bugün BDP’li milletvekillerinden ayrılmış, işin yanlışlığını kendileri de kabul etmiştir.
Bütün bu yaşananlar ışığında, “Hukukun” yerini “Siyasetin” aldığını görmek, hepimizin zoruna gidiyor ve beynimizi şu soru tırmalıyor: “ya hukuk ne olacak?”
Bu gidişata sırf “siyaset” olsun diye göz yumamayız. Biz bir hukuk devletiyiz ve hukuk devleti olmanın gereklilikleri bellidir. Biz anayasal bir devletiz. Birilerinin işlediği suça, bir sebepten göz yumarsak, “hukuk devleti” kimliğimiz yok olur.
“Hukuk mu, Siyaset mi” diye sormayın. “Hukuk” bir gün herkese lazım olacak…