“Alınan stratejik kararlar doğrultusunda, Malatya ilinin mevcutta sahip olduğu sosyo-ekonomik potansiyeller gereği, PLANLAMA BÖLGESİNDE BÖLGE MERKEZİ NİTELİĞİ taşıması öngörülmüştür.”
Malatya – Elazığ – Bingöl – Tunceli Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, Plan Açıklama Raporu, Plan Hükümleri ve Plan Araştırma Raporu 25.04.2012 tarihinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün web sayfasında askıya alındı. Yukarıdaki alıntı bu raporun 47. sayfasından alınmıştır ve 2040 yılına kadar olacak olan bölge planlamasında devletin gözünde Elazığ’ımızın durumunun açık ifadesidir.
Büyüklerimiz, komşu illerle yapılan kıyaslamalara acayip sinir oluyorlar. Ellerinden gelse bu kıyaslamayı yapanlara, bu ilde yaşama hakkı bile vermeyecekler. Ama devlet, bu durumdan etkilenmemiş olacak ki; illerin kıyaslamasını hiç çekinmeden yapmış. Buna rağmen kaç gündür kimseden en küçük bir ses dahi çıkmadı.
– Konuyu baştan alayım. –
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye’yi çeşitli bölgelere bölmüş; bizi de Malatya, Bingöl ve Tunceli illerimizle aynı bölgeye almış. Amaç, 2040 yılına kadar bölge ve illerin gelişim planını yapmak. Ancak bu başlangıç, Elazığ için mağlubiyetin başlangıcıdır.
“Alınan stratejik kararlar doğrultusunda, Malatya ilinin mevcutta sahip olduğu sosyo-ekonomik potansiyeller gereği planlama BÖLGESİNDE BÖLGE MERKEZİ NİTELİĞİ taşıması öngörülmüştür.” denilmiş ve gelecek projeksiyonlar, bu çerçeveden hareketle ortaya konulmuştur.
Subjektif ve taraflı bir ifade!
İlk düğme yanlış iliklendimi, diğer düğmeler de yanlış iliklenir!
Birinci cümle yanlış kurulunca, devamındaki projeksiyonlar da – dolayısıyla – yanlış devam etmiş.
Devlet, bizi gözden çıkartmış sevgili hemşehrilerimiz! Bu rapor, bu tezimizin en somut kanıtıdır. İnanmayan veya aksini iddia eden, ilgili kurumun web sayfasından indirip okusun.
1500 sayfa rapor, 156 sayfa “Çevre Düzeni Planı” olarak yayınlandı ve rapora itiraz süresi 25.05.2012 tarihinde sona eriyor. Raporun itirazına nereden başlayacağınıza dair kararsızlığınızı tahmin edebiliyorum. O kadar çok hata ve başlanacak nokta var ki…
İlk cümleyi içinize sindirdiğinizi kabul ediyorum. Ama ben, içime sindiremedim! “Bölge Merkezi Malatya” tanımını 2040 projeksiyonu açısından çok üzücü; üstelik ilimizin geleceği açısından da bizi, çok karanlık günlerin beklediğinin habercisi olarak değerlendirdim.
“Alınan stratejik kararlar doğrultusunda, Malatya ilinin mevcutta sahip olduğu sosyo-ekonomik potansiyeller gereği planlama BÖLGESİNDE BÖLGE MERKEZİ NİTELİĞİ taşıması öngörülmüştür.”
Nasıl bir “stratejik karar” alınmış? Kim almış? Niye almış? Hangi ölçütler kullanılmış? Bilen varsa beri gelsin!
“Malatya ilinin mevcutta sahip olduğu sosyo-ekonomik potansiyeller gereği” derken ne demek istenmiş? Neymiş o bizim bilmediğimiz sosyo – ekonomik potansiyeller?
Malatya’nın bizden neyi fazlaymış?
Maden ve yer altı kaynakları mı bizden daha fazla?
Su ve su ürünleri potansiyeli mi bizden daha çok?
Turizm potansiyeli mi Elazığ’ımızdan daha üst seviyede?
Tarım ve Hayvancılık potansiyeli mi Elazığ’dan verimli?
Neymiş bu bizden daha fazla olan potansiyeli?
Ben bulamadım. Bilen ya da tahmini olan varsa lütfen çıkıp bunu izah etsin. “Potansiyel” diyoruz. Yani, şimdilerde değerlendirilmese bile, kaynaklarının bol olduğu değerlerden bahsediyoruz.
Kalkınma Ajansı da aynı mantıkla aynı bölge ve aynı şehirlerden oluşturulmuş ve aynı il, merkezi “bölge” kabul edilmişti. Korkarım ki yarı eyalet sisteminde bölgemiz ve bağlı bulunacağımız il belirlenmiş olup, büyüklerimiz, çevre iller ile karşılaştırma yapılmasına tahammül edemiyor ve son derece sinirli, agresif ve yanlı davranışlar sergiliyorlar.
Yazık bu memlekete! “Doğu’nun Paris’i Elazığ”, 2040 yılındaki projeksiyonunda başka bir ilin peyki konumuna getiriliyor ve o büyükler, bunun farkındalığını yaşayan her kesimle savaşmayı tercih ediyor. Gerçekten yazık!
– Dönelim tekrar somut konumuza. –
Sadece il merkezi değil, bütün belde ve ilçelerimiz yok edilmiştir! Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi olarak Elazığ’ın yok edilmesi raporuna itirazımızı resmi olarak yaptık. Sonuç çıkar mı bilmem…
Hangi konularda itiraz edildiğinin faydalı olacağını düşündüğümüz dilekçenin bir kısmı:
1. Elazığ Merkez için öngörülen Kentsel Gelişme Alanı oldukça yetersizdir.
2. Elazığ İlçe ve Beldeleri yeniden ele alınmalı ve gerçek durumlar göz önünde bulundurularak gelecek projeksiyonları çizilmelidir.
3. Öncelikle Planda mevcut durum dahi yansıtılmamıştır.
4. Harput yerleşim alanı dışı gözükmekte, benzer birçok hataya planın her noktasında rastlanmaktadır.
5. Şahinkaya ve Sarıçubuk gibi Elazığ’ın gelişme bölgeleri planda yerini almamıştır.
6. Çaydaçıra mahallesi alan dışı gözükmektedir.
7. Şehrin güneyi, imarda var olmasına rağmen planda ifade edilmemiştir.
8. Fırat üniversitesinin mevcut alanı yanlış, küçük ve eksik olarak ifade edilmiştir.
9. Fırat üniversitesi yeni yerleşkesi olan Kesikköprü Kampüsü, planda hiç gözükmemektedir.
10. Bölge Hastanesi plana yerleştirilmemiştir.
11. Kamu kurum ve kuruluş alanları için alternatif yer ve yerleşke tasarımı yapılmamıştır.
12. Konut dışı kentsel çalışma alanları tekrar ve ciddi olarak gözden geçirilmelidir.
13. Tarım sektörüne yer verilmemiştir.
14. Nüfus projeksiyonları yanlış ve yanlı ifade edilmiş, nüfus oranlarında asıl rapor dışında bir veri kullanılarak son haline getirilmiş ve Elazığ 2040 yılında küçük bir kent haline getirilmiştir.
15. Nüfus gelişim hızı bakımından bölgedeki iller arasında inanılmaz dengesizlik gözükmektedir.
16. “Büyükşehir Elazığ” ilkesel bakışı açısı yerine, “Küçülen Elazığ” ilkesizliği öncelenmiştir.
17. Şehir kimliği oluşturulurken, Elazığ’a kimsenin bilmediği yeni bir rol verilmiştir. Eğitim şehri, Sağlık Şehiri denilebilir olmasına rağmen, Madencilik önemli sektör olması gerekliliğine rağmen, Lojistik şehri olduğumuz iddiası geleceğimizi karartacak bir öngörüdür.
18. Hankendi Beldesi nüfusu ile, İçme Beldesi nüfus kabullerinin aynı oranda olacağını söylemek, en basit bir ifade ile öngörüsüzlüktür.
19. Şehir merkezi büyüme artış katsayısı, yanlış veriler üzerinden yapılmış ve 1500 sayfalık ana rapordaki öngörüler dikkate alınmamıştır.
20. Kentsel yerleşim alanlarının yetersizliği çok belirgindir.
21. Organize sanayi bölgesi ve Sanayi alanlarına yer verilmemiştir.
22. Turizm Tesis Alanları yetersizdir.
23. Büyük alan kullanımı gerektiren kamu kuruluş alanlarına yer verilmemiştir.
İşte durum bu.
2040 yılında Elazığ’a biçilen rolü bilenin ve getirilmek istenen konumu görenin aklı şaşar. Devlet, gelecek projeksiyonumuzu rapor halinde yayınlamıştır.
Şimdi diyeceksiniz ki “Hiç mi olumlu bir şey yok raporda?”
Yok… Hiçbir olumlu yön ya da rol yok! Geleceğimiz ipotek altına alınıyor ve bu, uzun vadeli bir planın gelecek projeksiyonu.
Ey sevgili Elazığ halkı,
Elazığ’ına sahip çık! Devlet ile husumeti olmayan bir il olarak devletin bize layık gördüğü gelecek projeksiyonlarını iyi düşün! Bugün susarsanız 2040 yılına kadar konuşamazsınız!
Geleceğin Türkiye’si yeniden belirleniyor ve Elazığ, bu gelecek içinde kaderine terk ediliyor!
Elazığ, “lojistik” il olarak ilan edilmiş. Düşünün… Lojistik olarak bugüne kadar bir gelecek düşü oldu mu bu şehrin?
Turizm konusunda hayaller kurduk, madencilik konusunda gelecek düşledik, sağlık şehriyiz diye kendimizi avuttuk. “Eğitim kenti” olduğumuzu iddia ettik. Tarım ve hayvancılık konusunda hayaller kurduk ama hiç “LOJİSTİK ŞEHRİ ELAZĞ” hayalimiz yoktu.
Bize biçilen rol şu: Yol geçen hanı Elazığ…
Devletin tanımını da karıştırdık.
Bir tarafta “büyükşehir” olmak için mücadele eden Elazığ, diğer tarafta biçilen rolleri canla başla savunan şehrimizin değerli büyükleri…
Kim bize bu rolü biçtiyse ve kim uygulanması için farkında olanları ötekileştiriyorsa, gün gelecek, bütün şehir halkının ve çocuklarının ve de torunlarının iki eli bu kişilerin iki yakasında olacak…
Benden söylemesi!