Yazıları

Türk Milleti Ne desin?

Her şey o kadar hızlı gelişiyor ki…

Gaziantep’te, bir cami avlusunda, henüz bir yaşındaki Almina’nın yürekler burkan o küçücük tabutuna bakıp da gözyaşlarını yüreğine akıtmayan kim vardı acaba?

Ve ne yazık ki; Henüz gönlümüzdeki yaş kurumamışken, bir başka haber, bir başka acı ve daha bir başka hüzün.

Olaylar birbirini takip ediyor ve ülke olarak biz hep kaybediyoruz.

Birileri “kürt sorunu” adı altında minnacık masumları öldürürken kendilerini haklı görmekte, birileri bütün bu ölümleri “sosyolojik bir süreç” olarak algılamakta.

Sizin kürt sorununuz da yerin dibine girsin, sosyolojik süreciniz de.

Hangi amaç o küçük tabuttaki masumun yaşama hakkının gasp edilmesini açıklayabilir?

Hangi sorun eli kanlı PKK terörünün yaptıklarını haklı kılabilir?

Hangi hak ülkemin insanlarının hayatlarına son verilmesini haklı gösterebilir?

Hangi dava yaz demeden, kış demeden, bayram demeden, seyran demeden 40 yıldır ciğerimizi kanatırken haklı olabilir?

Yeter artık yeter.

Her yapılanı” Ergenokon’cuların provakasyonu” yalan ve aldatmacalarından vazgeçip gerçeği görelim.

Meclis çatısı altındaki bölücüler ile dağdaki PKK’lı teröristlerin sarmaş dolaş görüntülerini nasıl izah edeceksin?

Habur’daki rezalet henüz unutulmamışken, daha ne kadar taviz verecek bu devlet?

Oslo görüşmelerinde alınan ihanet kararlarının uygulamasından hiç vazgeçilmeyecek mi?

İmralı canisi ile müzakere yaparak gelinen noktayı beğenen bir tek Türk vatandaşı var mı?

İçişleri bakanımızın kendi şehrimizde silahlı bir ordunun korumasında bile dolaşamaz duruma gelmesine kim sessiz kalabilir ki?

PKK, milletvekili kaçırma provaları yaparken, fütursuzca şehirlerde kimlik kontrolü başlatmışken kim susturabilir insanımızın çığlığını?

PKK eylemi üstlenmemişmiş…

Ankara Kumrular’daki patlamayı üstlenmişler miydi veya İstanbul Güngören’deki patlamayı üstlendiler mi?

Hayır.

Ama eylemi yapanlar belirlendi.

Şimdi işi başka taraflarda arayarak ipin üzerindeki cambazı gösterme zamanı değildir.

Devletin Egemenliği ve milletin Bağımsızlığı tehlikededir.

PKK’yı Kürtlerin hakları uğruna savaşan “şirin gerillalar” olarak görmekten ve göstermekten lütfen vazgeçin.

Kimse Türk milletinin sabrını zorlamasın.

Hele hele kimse bir karış toprağın hesabını dahi yapmasın.

Devlet, bu gözü dönmüş canilere bir an önce “DUR” demelidir.

İçimizdeki ihanetçi aydınlar, kurulan bu tuzağın farkına varmalı ve hatalarından geri dönmelidirler.

“Kürt Baharı” eylemleri ve söylemleri ile yaygara koparan medya kuruluşları, kalemlerindeki kanı bir an önce silmelidirler.

Barış ve Demokrasi nutukları atanlar, başka insanların huzur ve güvenini tehdit etmekten vazgeçmelidirler.

Eli kanlı terör örgütü yandaşları, günahsız kız çocuğunun tabutuna serilen minnacık gelinliğin bir gün kendilerine kefen olacağını unutmamalıdırlar.

Unutulmamalıdır ki; bu ülkede son söz Türk Milletinin olacaktır.

Türk Milleti son sözünü demeden, bütün taraflar Egemenliğimizden ve Bağımsızlığımızdan kanlı ellerini çekmelidir.

Bilinmelidir ki; son sözümüz “Vatan Sağ Olsun” olmayacak.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu