Yazıları

Tarih Yazamayanları Tarih Yazar mı?

Bitti işte.

Elazığ için bir sayfa daha kapandı.

Ama açılan bu yara kapanır mı, bilmiyorum.

Türkiye’de 56 milyon kişi Büyükşehir içerisinde yaşayacak, Elazığlı hemşerilerimizin bulunduğu 18 milyon kişi yokluğa, küçülmeye terk edilecek.

Çevre Şehircilik öngörülerinde 2040 yılı Elazığ nüfusu şimdiki nüfus kadar gösterilmişti de, Elazığ olarak sinirlenmiş, olmaz, olamaz demiştik.

Hatta bakanlık yetkilisine Malatya’da yapılan toplantıda “Elazığ’da büyük bir deprem mi bekliyorsunuz, bu nüfusu 2040 yılında niye bu kadar düşük öngördünüz” diye sormuştum, susmuştu.

Meğerse beklenen deprem buymuş.

Herkes biliyormuş da, biz farkında değilmişiz.

“Büyük Köy olmanın, ya da Büyükşehir olmanın yol ayrımına gelmiş bulunuyoruz. Çok önemli bir dönüm noktası, eksiklerimizle, fazlamızla, hak edip etmediğimizi tartışmadan, bu statüyü elde etmemiz lazım” demiştim bir yazımda ama demek ki dnletememişiz.

Hakkımız olmasına rağmen, Büyükşehir statüsüne alınmadık.

Ben bir kerede Elazığ’ın 40 problem sıralayabilirim demiş, sıralamıştım.

1. İşsizlik Problemi

2. Beyin göçü Problemi

3. Çarpık ve plansız kentleşme

4. Kontrolsüz nüfus artışı

5. Altyapı yetersizliği

6. Sanayinin modernleştirilmemesi

7. Otopark yetersizliği

8. Çevre kirliliği

9. Ulaşım Problemi

10. Şehrin doğu – batı yönündeki gelişimin kuzey – güney yönünde olmaması

11. Hava kirliliği

12. Şehir içi yolların ve kaldırımların bakımsızlığı

13. Yeşil alanların yetersizliği

14. Deprem ile her an yaşamak zorunda olunması

15. Tarihi yapıların yeterince kullanılamaması ve korunamaması

16. Mahalleler arası gelişmişlik farkı

17. İçme suyu yetersizliği

18. İmar ve mülkiyet problemleri

19. Spor tesislerinin yetersizliği

20. Rekreasyon yerlerinin yetersizliği

21. Şehir merkezinin yoğun yapılaşması problemi

22. Trafik kurallarına uyulmaması

23. Çevre yollarının yetersizliği

24. Şehir merkezinin tek merkezli olması

25. Cadde ve sokaklardaki görüntü kirliliği ve işgaller

26. Sanayinin kısıtlı olması

27. Üretim yetersizliği

28. Yapıların depreme dayanıksızlığı

29. Yenilebilir enerji mantalitesi eksikliği

30. Tarım ve hayvancılık problemleri

31. Şehrin peyzaj problemi

32. “Cazibe merkezi” olma özelliğinin giderek kaybolması

33. Kentsel bilincin eksikliği

34. “Elazığlı” kavramının zihinlerden giderek silinmesi

35. Şehrin ana noktalarında “Coğrafi Bilgi Sistemi”nin olmayışı

36. Yapı denetiminin eksikliği

37. Engelliler için “engelsiz kent” bilincinin olmayışı

38. Sosyal tutarsızlık

39. “Kültürel kimlik” kaybı

40. Fuar alanlarının yetersizliği

Her şeye rağmen, şehrin bundan daha fazla olumsuzluklarına rağmen, başka çaremiz yok demiştim, ama dinleyen kim?

MHP Elazığ Milletvekili Enver ERDEM, olağanüstü bir performans gösterdi ve haklılığına inandığı Elazığ davasını gece gündüz demeden ülke gündemine taşıdı.

Çok yaşa Enver ERDEM!

Elazığ sevdasını ağızlarının kenarından damlatan bazı hemşerilerimiz, Elazığ’ın hakkı yenirken gözlerini dahi kapatmadılar.

Öylece seyrettiler.

“Haklı olmak için”, “biz olamayız demiştik zaten” demek için, koskoca Anadolu’nun yüreği derya deniz yiğit şehrini acımadan uçurumdan attılar.

Canınız sağ olsun.

Bu şehrin yiğidi de, haini de baş göz üstüne.

Bu şehrin insanı bugüne kadar nasıl yüreğini açtı ise, yine yüreğini açar sizlere.

Ama yüreği daraldı yiğit gakgomun.

Bu sahipsiz yüreklerde kendinize yer bulabilir misiniz bilmem ama hafızalardan hiç silinmeyeceksiniz.

Ve bir sosyal paylaşım sitesinden ilgililere şöyle seslenmiştim; “Ya tarih yazacaksınız, ya tarih olacaksınız”

Ne yazık ki tarih yazamadınız…

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu