13 Aralık 2011 tarihli Günışığı gazetesinde, “El-aziz Nasıl Azizleşir?“ başlıklı bir makale yazmıştım. “Şehrimizin en büyük problemi nedir?” diye sormuş ve bir kalemde 40 problem saymıştım. “İşte, bu problemlerin çözümü nedir biliyor musunuz: ELAZIĞ’IN KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ” diyerek devam etmiştim yazıma.
25 Şubat 2012 tarihli Günışığı gazetesinde, “Ak Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, Elazığ`da Çatalçeşme, Zafran ve Karşıyaka mahallelerindeki kentsel dönüşüm çalışması” içerikli haber yayımlandı. Bu, şehrimiz için çok olumlu bir gelişmedir. “Kentsel dönüşüm”le ilgili yazı ve konuşmalarımıza, ısrarlı bir biçimde itiraz ediliyordu. Demek ki bir yerden başlanması gerekiyormuş.
“İnsanın dünyadaki esas vazifesi, dünyayı güzelleştirmektir.” hadis-i şerifi, şehre ve mimariye bakışımızı gözden geçirmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır.
Kentleşme süreci, toplumumuzun sancılı konularından biridir. Köyden kente göçler, özellikle 90’lı yıllardan sonra hızla artmıştır. Göç sürecinde, bu olgunun beraberinde getirmiş olduğu gecekondulaşma problemi, popüler kültüre teslim olma eğilimi, işsizlik, modern hayata ayak uyduramama ve toplum olgusu içinde sağlam bir statüye gelebilme endişesi modernleşmenin önündeki aşılması gereken sorunlar olarak yerini ve önemini korumaktadır. Göçlerin kontrolsüzlüğü, acziyetini kaybeden şehirlerin geleneksel yüzlerini yitirmiş ve şehirlileşme eğilimlerinin mecburiyetini beraberinde getirmiştir.
Van`da yaşanan acı depremin ardından – bana göre – son zamanların en iyi kararı olan ve Başbakanımız Erdoğan`ın talimatı ile harekete geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşüm çizgisini belirlemeye başladı. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu tasarısı, TBMM Bayındırlık İmar Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda kabul edildi.
Elazığ, deprem riski en yüksek olan bölgede bulunmaktadır. Pülümür, Bingöl, Sivrice, Karakoçan depremleri bölgede meydana gelen depremlerden bazılarıdır. Bu depremler, ileriki zamanlarda aktif olabilecek depremlerin göstergesidir. Asıl önemli olan, depremden sonra telafisi mümkün olmayan hasarların olmamasıdır. Bütün hedefler, bu hususta alınacak tedbirlerin odağı olmalıdır.
Kentsel dönüşümle “yeni” ve “güvenli” bir Elazığ oluşturulabilir. Binaların güçlendirilmesi, sokakların genişletilmesi, yeni meydanlar oluşturulması ve en önemlisi depreme dayanıklı yapıların inşa edilmesi önem arz etmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar “Artık, insanlarımız ölmesin, canlar yok olmasın, şehirlerimiz böyle büyük felaketler yaşamasın. Bedeli ne olursa olsun artık biz Türkiye`de, depreme dayanıksız yapıları, salaş yapıları, kaçak yapıları mutlaka rehabilite etmek durumundayız.” demiştir. “Bakanlık tarafından hazırlanan kanun taslağı kapsamında yapılacak işlem, sözleşme ve uygulamalar her türlü vergi, resim, harç ve ücretlerden muaf tutulacak. Afete hazırlık hesabındaki gelirler, devlet malı hükmünde olacak ve haczedilemeyecek.” şeklinde ifade etmiştir. Elazığ olarak bu uygulamalar içinde yer almamız, son derece önemlidir. Şehrimizin kurtuluşu, bu projenin “Elazığ’da kentsel dönüşüm”ün uygulanmasına bağlıdır. Uygulamalara dahil olabilmemiz için konuya yoğunlaşarak gereken çalışmaları başlatmak kaçınılmazdır.
Bilindiği üzere Elazığ, riskli bir deprem kuşağı üzerindedir. Büyük bir depreme dayanabilecek yapıların nicelliği yetersizdir. İşte, bu yüzden kentsel dönüşümde öncelikli iller arasına girerek tedbirler alınmalı ve bir an önce çalışmalar başlatılmalıdır.
Elazığ’ın bulunduğu fay hattı üzerinde yaklaşık 3 milyon kişi yaşamaktadır. Bu kuşak üzerindeki depremlerin çoğu, Malatya ve Elazığ çevresinde yoğunlaşmıştır. İl merkezi uzun zamandır bir deprem felaketi yaşamamış olmasına rağmen, bilimsel verilere göre şu an tehdit altındadır.
MÜSİAD Elazığ Şubesi tarafından bu hafta başlatılan “Kentsel Dönüşüm Projesi” çalışmaları, ilimiz açısından sevindirici bir durumdur. Çok sevdiğim ve değer verdiğim Sayın Metin Bulut’un koordinatörlüğünde yürütülen bu çalışma, Elazığ’daki kentsel dönüşümle ilgili farkındalık seviyesinin artmasına katkı sağlayacaktır.
Bu arada MHP Milletvekili Sayın Enver Erdem’e de teşekkür etmek gerekir. 2009 mahalli idareler seçiminde, Elazığ Milliyetçi Hareket Partisinden Belediye Başkan adayı olan Sayın Erdem’in, hafızalarımızda tazeliğini ve günümüzde güncelliğini hâlen kaybetmeyen çalışmalarından en önemlisi “Nailbey Mahallesi Kentsel Dönüşüm” projesiydi. Bugün bu projenin değeri daha iyi anlaşılmaktadır. Milletvekili olarak da “Elazığ ili, Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında öncelikli iller arasına alınmalı ve acil tedbirler belirlenmelidir. Bu nedenle Elazığ ilimizde olası bir depreme karşı, deprem öncesi ve sonrası tedbirlerin alınması, hem hayati hem de maddi hasarların olabildiğince önüne geçilmesi amacıyla bir meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ediyorum.” diyerek Mecliste bir araştırma önergesi verip konuyu gündeme taşımıştır.
Elazığ Valisi Sayın Muammer Erol, inşaat sektörü ve kentsel dönüşüm konusunda ilgilileri bir araya getirmiş, il içindeki yapı stok durumu ile ilgili çalışmaları başlatmış ve kentsel dönüşüm projesinin altyapısını oluşturma gayretine girmiştir.
Konu, memleket meselesidir. İdeolojik bir mesele değildir. Ortak akılda buluşulması ve ortak hareket edilmesi durumunda, kazanan Elazığ olacaktır. Bütün taraflar adına, kazananın Elazığ olduğu her projede, her eylemde ve söylemde ortak hareket etmekten kaçınmak mümkün değildir. Ak Partili milletvekillerinin ortak hesapta buluşması sevindiricidir. Kentsel dönüşümün kimliğini inkar etmek yerine, ilk faydalanan il olabilmemiz için nelerin yapılması gerektiği üzerinde yoğunlaşmak, yapılacak en akıllı eylemdir.
Elazığ’da yaşayan insanların evlerinin kendi mezarları olmaması için KENTSEL DÖNÜŞÜM K A Ç I N I L M A Z D I R.